30 Ağustos 2014 Cumartesi

HASRET ADLI ÇOCUK.











Ayak seslerini duyuyorum ayrılığın.
Gecenin içinden yaklaşıyor yavaş yavaş.
Geceler sancıya gebedir ya,
Bu sancılar gebe elvedaya.
Biliyorum, ağrıyla doğacak bir çocuk gibi,
Sabahı bulmaz dökülür dudaklarından,
Kırık dökük ama kanlı bir hoşçakal.
Nur topu gibi bir ayrılığımız olur.
Büyütürüz içimizde gün be gün acıya acıya.
Sende annesiz bende babasız kalır,
Hasret adını verdiğimiz çocuk.
Bazen sessiz bazen avaz avaz ağlar da
Sustururuz ninnilerle kucağımızda.
Başını yaslar göğsüne, tam kalbinin üstüne
Zamansız bir uykuya dalar usuldan,
Yine bir gece ansızın uyanana kadar.

ZOR











Zorun en zorundayım bu gece.
Bir bitişin başlangıcında,
Başlayan en güzel sevdanın sonunda.
Hava soğuk, yokluğunsa cehennem ateşi.
Senin yokluğun mu yakıyor bu gece beni?
Yoksa olmayan kalbin mi bilmiyorum.
Zorun da zorundayım dedim ya;
Karar vermenin başlangıcında,
Düşünmeye başladığım kararların sonunda.

Üzgünüm ki üzüntüm dağlar kadar. 
Üzgünüm çünkü aşkı sana benzetmişim.
Seni bir mecnuna bir ferhata...
Kerem gibi yanıyor sanmışım yüreğin.
Üzgünüm ki bir hayali sen farzetmişim.
Seni koskoca bir hayalde aşkla bezemişim.